İnsanlığın bize göre uzun, doğaya göre ise kısacık tarihi içinde kritik bir noktada yer aldığımızı fark etmenin zamanı geldi. Bilim insanları, araştırmacılar, düşünürler bir noktada hemfikir: Bu nesil, insanlığın kaderini belirleyecek en son nesil. Bugün alacağımız kararlar, atacağımız adımlar, gelecek kuşakların kaderini belirleyecek.
Dışlayıcı değil içerici, yıkıcı değil kurucu, eşitlikçi, sürdürülebilir ve adil bir kalkınma modelini hep beraber geliştireceğiz. Yerellerde beraberce, işbirliğiyle ürettiğimiz varlıklar, genç kuşakların varlıklarının da teminatı olacak… OGLİV, yerel toplulukların yetenek ve bilgelikleri ile küresel değerler arasında köprü olmak üzere yola çıkıyor. Hep beraber ve herkes için… ”
Bütün bu gelişim sürecinin geldiği noktada dünyanın ve insanlığın durumunun çok da iyi bir yerde olduğunu söylemek gerçekten zor. Her çağda işbirlikleriyle ilerleyen insanlık, özellikle Sanayi Devrimi sonrasında yarattığı sosyal faydayı eşit bir şekilde paylaşamamanın derin sıkıntısı yaşıyor. Bu durum sadece insanlar arası bir eşitsizlikle de sınırlı değil. İnsanoğlu kapsayıcı bir büyüme modeli geliştirememesinin bedelini, doğaya yönelik büyük yıkımlarıyla da ödemeye başlamış durumda.
Doğal ve çevresel sorunların arkasında ise, eşitlikçi ve adil bir kalkınma anlayışının eksikliği yatıyor. Ne yazık ki, bireylerin veya belirli bir toplumsal kesimin zenginleşmesinin doğal bir şekilde tüm insanlığın gelişmesine neden olacağına inandık, inandırıldık, tüm insanlık tarihi aslında her zaman tam tersini söylemesine karşın…
Bugün tüm eski, dar kapsamlı, dışlayıcı kalkınma politikalarının iflas ettiğini görüyoruz. Artık daha eşitlikçi, sürdürülebilir ve paylaşımcı bir kalkınma modeline ihtiyacımız var. Bu kalkınma modeli de, yukardan aşağı değil, ancak aşağıdan yukarı, bireylerin, grupların, bölgelerin kendi ayaklarının üzerinde durmaları, geliştirecekleri işbirlikleriyle mümkün.
Geçtiğimiz on yıl boyunca üzerinde çalıştığım yeni kalkınma fikriyatının, “eşitlik”, “direnç” ve “işbirliği” sacayağı üzerinde yükselen “Varlık Temelli Topluluk Kalkınma Modeli”nin köşetaşlarını sizlerle paylaşmanın sevincini yaşıyorum. Geçmişte düşündüğümüzün aksine, tek doğrular yok. Her fikir, düşünce, program ve model aslında üzerinde çalışılacak, geliştirilecek, yenilenecek bir adım. Bu adımları büyütecek, geliştirecek olan, hepimiziz.
İnsanlık ailesinin mirası, karıncalar gibi, durmadan birbirine destek olan, birinin bıraktığını diğerinin devraldığı devasa bir ortaklık. Bir fikir sadece bir kişinin fikri değil. Bizim işimiz, geçmişten devralınanların geleceğin sahibi olan gençlere emanet edilmesi.
Dışlayıcı değil içerici, yıkıcı değil kurucu, eşitlikçi, sürdürülebilir ve adil bir kalkınma modelini hep beraber geliştireceğiz. Yerellerde beraberce, işbirliğiyle ürettiğimiz varlıklar, genç kuşakların varlıklarının da teminatı olacak… OGLİV, yerel toplulukların yetenek ve bilgelikleri ile küresel değerler arasında köprü olmak üzere yola çıkıyor.
Hep beraber ve herkes için…